

"KİM" im ben?
Beni nasıl tanımlarsın?
Önce şaşkın bakışlar ardından da garipseyen hallerini saklama çabası dolu olan işime yaramayan cevaplar.
Teoman ses getiren şarkısını çıkarmış o dönemler. Daha 17, 17, 17ydi…
Evet daha 17 ama KİM’İM BEN!!!
Ne istiyorum, Ne bekliyorum, Ne yapıyorum bu hayatta?
Yıllar sonra literatürden öğreneceğim kimlik arayışına girmişim meğer…
Bu psikolojik ve felsefi sorular 2000 yılların başında Sosyoloji bölümü okumaya kadar götürdü beni. Sorularıma kısmen cevaplar bulmuşken ama hâlâ kendimi arıyorken mezun oldum. Her yeni mezun gibi (en azından o dönemlerin) kurumsal hayatta can bulmaktı hedefim. Yolum uzun, heyecanım yüksek, gençliğim var…
nasıl çalışıyorum anlatamam o yıllarda. Sabah 5 te evden çıkıyor akşam 10 dan önce eve girmiyorum. Zamanla kendime küçük küçük motivasyonlar koyduğumu fark ettim.
Örneğin; sabah köprünün üzerinden geçerken boğazı izlemekte ilk motivasyonum. Sonra ise, iş arkadaşlarıyla yapılan bir kahvaltı. Ürettiğim şeylerin (yazılar, yayınlar, eğitimler) can bulması ve gün geçtikçe çoğalması tabii ki de en büyük motivasyonumdu. Öğrenci ve veli seminerleri ile başlayan kariyerim şirket içi iletişim ve kurumsal eğitimlere doğru evrilmişti bile.
Koçlukta yaşam çarkı dediğimiz hayat alanımın neredeyse tamamını işim oluşturmaya başladığında bazı şeyler yolunda gitmedi. Ailem, arkadaşlarım, eşim, kendi gelişimi ve sağlığım adına hiçbir şey yapmadığımı fark ettim.
Evlendikten sonra 15 kilo almış (hazır gıdayla beslenmekten), boynuma boyun düzleşmesi (kulağında telefonla bilgisayara yazı yazmaktan), mideme ülser (stres ve uykusuzluk kaynaklı) teşhisi konduktan ve 24 yaşımda aynaya baktığım bir sabah ilk beyaz saç telimi gördükten sonra hayatıma dönüp baktığımda
“BURADA BİR YANLIŞ VAR!!! BAŞKA BİR HAYAT MÜMKÜN OLMALI!!!” dedim.
Diyet ve ilaçlarla semptomları azaltıyor ancak yok edemiyordum.
Tüm bu sebeplerle yolum ilk olarak hem kendime hem de işime katkı sağlaması için NLP ile buluştu.
Zihin dilinin programlanması o kadar mucize gibi gelmişti ki anlatamam.
Hem kendi bilinçaltı kalıplarımız ortaya çıkarıyor hem de eğitimlerime bu kalıp ve uygulamaları dahil ediyordum.
Bir gün eğitmenlerden bir tanesi elinde metal bir kase ile sınıfa geldi. Gözlerimizi kapattırdı ve ufak bir dokunuş yaptı.
Şifayı sesinden bile hissedebiliyordum. Tahmin edebileceğiniz gibi bu seslere aşık oldum.
Ruhum ve bedenim şifa buldu.
Bu süreçte eş zamanlı olarak koçluk eğitimlerimi de tamamladım. Eğitimler sırasında koçluk yapıyor ve daha etkili sonuçlar alıyordum.
Kendi hayatımda ise; yol haritaları çıkartıyor, hedefler belirliyor ve eksiklerimi tamamlıyorum.
Koçluk ve terapi çalışmalarımda uzmanlaştıkça bireysel çalışmalarım artmaya başladı.
Oğlumun dünyaya gelmesinden sonra kurumsal da edindiğim deneyim ve aldığım eğitimler aracılığıyla nasıl bireysel bütünlüğünü sağlayıp kendimi şifalandırdıysam yaptığım danışmanlıklarda da danışanlarıma ışık tutmaya başladım.
Oğlum 6 aylıkken televizyonda bir astrolog burçlarla ilgili yorumlar yapıyordu. O kadar bütünsel bir bakış açısına sahipti ki, etkilenmemek mümkün değildi.
Hemen web sitesine girip eğitimini kimden aldığını öğrendim. O gün zodyakta 12 burç olduğunu dahi bilmeden sevgili hocama mail attım ve ben bu işi öğrenmek istiyorum dedim. 3 buçuk yıllık yoğun bir eğitim döneminin ardından astrolojik danışmanlıklar da vermeye başladım.
Tüm bu sorularla başlayan ve önce kendime fayda sağlamak için yolculuğumda kendi dönüşüme şahitlik ettim. Birikimlerimi NLP, koçluk, astroloji ve Tibet Çanaklarıyla Ses Terapisi öğretileriyle birleştirerek
RUH, ZİHİN VE BEDEN BÜTÜNLÜĞÜ sağlama konusunda uzmanlaştım.
Şimdi ise; gerek düzenlediğim eğitim ve workshoplarla gerekse yaptığım bireysel seanslarla yolculuğuma devam ediyorum.
Hikayemi NLP'nin en güçlü öğretilerinden biriyle tamamlamak istiyorum.
Bir işi bir kişi başarabiliyorsa
Sen de başarabilirsin!!!
Eğer bir işi hiç kimse başaramadıysa,
Bu kişi ilk sen olabilirsin!!!
Benim yol hikayem böyle…
PEKİ SENİN HİKAYENDE NE VAR?

Galiba en zor şey olsa gerek karşı tarafı kim olduğunu anlatabilmek… Bunu düşünürken lise yıllarım geldi aklıma.
En yakınımdakilere bu soruyu sorduğumu çok net hatırlıyorum.

Galiba en zor şey olsa gerek karşı tarafa kim olduğunu anlatabilmek… Bunu düşünürken lise yıllarım geldi aklıma. En yakınımdakilere bu soruyu sorduğumu çok net hatırlıyorum.
KİM im ben? Beni nasıl tanımlarsın?
Önce şaşkın bakışlar ardından da garipseyen hallerini saklama çabası dolu olan işime yaramayan cevaplar. Teoman ses getiren şarkısını çıkarmış o dönemler. Daha 17, 17, 17ydi… evet daha 17 ama KİM’İM BEN!!! Ne istiyorum, ne bekliyorum, ne yapıyorum bu hayatta?
Yıllar sonra literatürden öğreneceğim kimlik arayışına girmişim meğer…
Bu psikolojik ve felsefi sorular 2000 yılların başında sosyoloji bölümü okumaya kadar götürdü beni. Sorularıma kısmen cevaplar bulmuşken ama hâlâ kendimi arıyorken mezun oldum. Her yeni mezun gibi (en azından o dönemlerin) kurumsal hayatta can bulmaktı hedefim. Yolum uzun, heyecanım yüksek, gençliğim var… nasıl çalışıyorum anlatamam o yıllarda. Sabah 5 de evden çıkıyor akşam 10 dan önce eve girmiyorum. Zamanla kendime küçük küçük motivasyonlar koyduğumu fark ettim.
Örneğin; sabah köprünün üzerinden geçerken boğazı izlemekte ilk motivasyonum. Sonra ise, iş arkadaşlarıyla yapılan bir kahvaltı. Ürettiğim şeylerin (yazılar, yayınlar, eğitimler) can bulması ve gün geçtikçe çoğalması tabii ki de en büyük motivasyonumdu. Öğrenci ve veli seminerleri ile başlayan kariyerim şirket içi iletişim ve kurumsal eğitimlere doğru evrilmişti bile.
Koçlukta yaşam çarkı dediğimiz hayat alanımın neredeyse tamamını işim oluşturmaya başladığında bazı şeyler yolunda gitmedi. Ailem, arkadaşlarım, eşim, kendi gelişimi ve sağlığım adına hiçbir şey yapmadığımı fark ettim.
Evlendikten sonra 15 kilo almış (hazır gıdayla beslenmekten), boynuma boyun düzleşmesi (kulağında telefonla bilgisayara yazı yazmaktan), mideme ülser (stres ve uykusuzluk kaynaklı) teşhisi konduktan ve 24 yaşımda aynaya baktığım bir sabah ilk beyaz saç telimi gördükten sonra hayatıma dönüp baktığımda “BURADA BİR YANLIŞ VAR!!! BAŞKA BİR HAYAT MÜMKÜN OLMALI!!!” dedim.
Diyet ve ilaçlarla semptomları azaltıyor ancak yok edemiyordum. Tüm bu sebeplerle yolum ilk olarak hem kendime hem de işime katkı sağlaması için NLP ile buluştu. Zihin dilinin programlanması o kadar mucize gibi gelmişti ki anlatamam. Hem kendi bilinçaltı kalıplarımız ortaya çıkarıyor hem de eğitimlerimize bu kalıp ve uygulamaları dahil ediyordum. Bir gün eğitimlerden bir tanesi elinde metal bir kase ile sınıfa geldi. Gözlerimizi kapattırdı ve ufak bir dokunuş yaptı. Şifayı sesinden bile hissedebiliyordum. Tahmin edebileceğiniz gibi bu seslere aşık oldum. Ruhum ve bedenim şifa buldu.
Bu süreçte eş zamanlı olarak koçluk eğitimlerimi de tamamladım. Eğitimler sırasında koçluk yapıyor ve daha etkili sonuçlar alıyordum. Kendi hayatımda ise; yol haritaları çıkartıyor, hedefler belirliyor ve eksiklerimi tamamlıyorum. Koçluk ve terapi çalışmalarımda uzmanlaştıkça bireysel çalışmalarım artmaya başladı.
Oğlumun dünyaya gelmesinden sonra kurumsal da edindiğim deneyim ve aldığım eğitimler aracılığıyla nasıl bireysel bütünlüğünü sağlayıp kendimi şifalandırdıysam yaptığım danışmanlıklarda da danışanlarıma ışık tutmaya başladım.
Oğlum 6 aylıkken televizyonda bir astrolog burçlarla ilgili yorumlar yapıyordu. O kadar bütünsel bir bakış açısına sahipti ki, etkilenmemek mümkün değildi. Hemen web sitesine girip eğitimini kimden aldığını öğrendim. O gün zodyakta 12 burç olduğunu dahi bilmeden sevgili hocama mail attım ve ben bu işi öğrenmek istiyorum dedim. 3 buçuk yıllık yoğun bir eğitim döneminin ardından astrolojik danışmanlıklar da vermeye başladım.
Tüm bu sorularla başlayan ve önce kendime fayda sağlamak için yolculuğumda kendi dönüşüme şahitlik ettim. Birikimlerimi NLP, koçluk, astroloji ve Tibet Çanaklarıyla Ses Terapisi öğretileriyle birleştirerek RUH, ZİHİN VE BEDEN BÜTÜNLÜĞÜ sağlama konusunda uzmanlaştım.
Şimdi ise gerek düzenlediğim eğitim ve workshoplarla gerekse yaptığım bireysel seanslarla yolculuğuma devam ediyorum. Hikayemi NLP'nin en güçlü öğretilerinden biriyle tamamlamak istiyorum.
Bir işi bir kişi başarabiliyorsa Sen de başarabilirsin!!!
Eğer bir işi hiç kimse başaramadıysa, Bu kişi ilk sen olabilirsin!!!
Benim yol hikayem böyle…
Peki senin hikayende ne var?
© 2023 by Selcan Görmüş
Tel. 0533 018 12 69